Fıkıhta İkāle Ne Demek? Akdi Sonlandırmanın İki Taraflı Boyutu
İslam hukukunun karmaşık ama anlamlı yapısında yer alan kavramlardan biri olan İkāle, bireylerin toplumsal ilişkilerini ve sözleşmelerini dönüştürebilen önemli bir hukukî işlemdir. Bu yazıda, bir eğitimci bakış açısıyla İkāle kavramının hem tarihsel kökenlerini hem de günümüzdeki akademik tartışmalarını, anlaşılır bir dille ve akıcı bir üslupla ele alacağım. Okuyucuların kendi deneyimlerini sorgulayabilecekleri sorularla sürece katılım sağlamak da amaçlarım arasında.
Tarihsel Arka Plan: İkāle Kavramının Ortaya Çıkışı ve Fıkıh Geleneğindeki Yeri
Terim olarak ikāle Arapça kökenli olup “kaldırma”, “ortadan kaldırma” anlamlarını içerir. Hukukî literatürde ise özellikle akdileşmiş, bağlayıcı bir sözleşmenin tarafların rızasıyla sona erdirilmesi anlamında kullanılır. [1]
Klasik fıkıh akademisinde, satım (bey‘), kira (icâre), mudarabe gibi akitlerde taraflar arasında “şu akdi artık birlikte bozalım” mahiyetinde bir irade ortaya çıktığında bu iradenin sonucu “ikāle” olarak tanımlanmıştır. [2] Örneğin, bir satım akdi yapılmış olsun, ancak taraflardan biri daha sonra pişman olur veya şartlar değişir; taraflar birlikte karar verip “sen malını geri ver, ben bedelini iade edeyim” derse, bu işlem ikāle sayılır. [3]
Farklı mezhepler (aralarında Hânefî, Şâfî, Hanbelî gibi) ikālenin mahiyeti üzerine görüş ayrılıkları geliştirmişlerdir. Bazılarına göre bu işlem tamamen bir fesih (yani tek taraflı bozma) iken, diğerlerine göre karşılıklı akit niteliği taşıyan yeni bir sözleşmedir. [4] Bu tarihsel tartışma, günümüzde de ikāle kavramının yorumlanmasına ışık tutmaktadır.
Akdî İşlemler, Rıza ve Karşılıklı İrade Bağlamında İkāle
Akidlerin bağlayıcı (lâzım) nitelikte olup olmadığı, ikālenin geçerliliğini belirleyen önemli unsurlardandır. İkāle için gereken hususların başında, tarafların karşılıklı rızası gelir. Tek taraflı bir bozma önerisi, ikāle olmaz; ancak her iki taraf bir araya gelip akdi sona erdirme konusunda anlaşırsa ikāle geçerlilik kazanır. [2] Ayrıca, ikāle işleminin konusu olan akdî ilişki hâlâ geçerli ve geçerliliğini korur durumda olmalıdır; yani akit tamamen hükmünü yitirmiş bir durumda ikāle uygulanamaz. [5]
Bu çerçevede, ikāle yalnızca taraflar arasında değil, bazen üçüncü kişileri de ilgilendiren hakları içerebilir. Örneğin bir satışta, mal üçüncü bir kişinin hakkına konu olmuşsa akdin bozumu (ikāle) o kişinin hakkını da dikkate almalıdır. İşte bu gibi karmaşık durumlar fıkıh literatüründe yoğun şekilde tartışılmıştır. [1]
Günümüzde Akademik Tartışmalar ve Pedagojik Yansımalar
Modern hukuk teorisi ve İslam hukuku alanındaki araştırmalar, ikāle kavramının günümüz sözleşme hukuku ve alternatif uyuşmazlık çözümü biçimleriyle ilişkilendirilebileceğini göstermektedir. Örneğin “karşılıklı rıza ile sözleşmenin sona erdirilmesi” fikri, çağdaş hukuk sistemlerinde yer alan “iftar/feragat” mekanizmalarıyla karşılıklıdır. [6]
Pedagojik bağlamda bakıldığında, öğrencilerin bu tür kavramları yalnızca tanımlamakla kalmayıp, kendi hayatlarında ve toplumlarında gördükleri akdî ilişkilerle bağlantı kurmaları büyük önem taşır. Bir eğitimci olarak, ikāle gibi kavramları öğretirken şu soruları yöneltebiliriz:
– “Hayatınızda ‘bir anlaşmayı karşılıklı olarak sonlandırma’ durumu yaşadınız mı?”
– “Bu durumda tarafların rızası ne kadar önemliydi? Tek taraflı bir kayıtsızlık sonucu sonlandırma mümkün müydü?”
– “Toplum olarak sözleşmelerin sadece kurulması değil, rızayla sona erdirilmesi de bir erdem midir?”
Bu tür sorular sayesinde öğrenme dönüşümcü bir boyut kazanır: sadece bilgi almak değil, bilgiyle düşünmek ve deneyimlemek söz konusu olur.
Toplumsal Yapılar, Güven ve İkāle Üzerine Düşünceler
Toplumsal düzenin temel taşlarından biri güvendir: söz veririz, akit yaparız, o akide sadık kalırız. Ancak değişen şartlar, zaman içinde akitlerin taraflarına farklı yükümlülükler getirebilir. İşte tam bu noktada ikāle toplumsal işleyiş için bir esneklik mekanizması sunar. Karşılıklı rıza ile akdin sona erdirilmesi, hukukun kaba dayatma değil, ilişki ve irade temelli olabileceğini gösterir.
Günümüzde iş dünyasında, aile hukukunda, hatta gönüllü yapılan anlaşmalarda bile bu tür “karşılıklı sona erme” biçimleri gözlemlenmektedir. Bir çalışanın iş sözleşmesini, işverenle karşılıklı anlaşarak sona erdirmesi; bir işletmenin ortakları arasında ortaklık sözleşmesini bilinçli biçimde çözmesi gibi. Bu durumda ikāle kavramının fıkıh çerçevesinden çıkarak genel sözleşme ve ilişki hukukuna bir örtüsü olduğunu söylemek mümkündür.
Sonuç: Bilgiyle Düşünmek ve İkāle’nin Anlamı
Fıkıh literatüründe yer alan İkāle, yalnızca bir akdin yok edilmesi değil, tarafların karşılıklı rızasıyla, adalet ve güven temelinde bir dönüştürme sürecidir. Tarihsel olarak farklı mezhepler arasında tartışılmış, farklı bakışlarla yorumlanmıştır. Günümüzde ise hem İslam hukuku akademisinde hem de genel sözleşme teorileri alanında modern karşılıkları ile ele alınmaktadır.
Okuyucu olarak sizden bir adım daha ileri gitmenizi öneririm: kendi yaşamınızdaki akitleri, sözleşmeleri, verdikleriniz ve aldıklarınız çerçevesinde değerlendirin. “Bir anlaşma karşılıklı rıza ile sona erdirildi mi?”, “Taraflardan biri mutsuzsa süreç nasıl işlemişti?” gibi sorularla kendi uygulamalarınızı gözden geçirebilirsiniz. Çünkü öğrenme yalnızca okumak değil, düşündükçe anlam kazanır.
—
Sources:
[1]: https://islamansiklopedisi.org.tr/ikale?utm_source=chatgpt.com “İKĀLE – TDV İslâm Ansiklopedisi”
[2]: https://www.islamdahayat.com/buyuksafifikhi/ikale.php?utm_source=chatgpt.com “İkale – islamdahayat.com”
[3]: https://sorularlaislamiyet.com/kaynak/ikale?utm_source=chatgpt.com “İKÂLE – Sorularla İslamiyet”
[4]: https://islamiktisadi.net/2022/03/10/ikale-nedir/?utm_source=chatgpt.com “İkāle Nedir? – İslam İktisadı”
[5]: https://kamus.fizan.net/ikale.html?utm_source=chatgpt.com “İKĀLE hakkinda bilgi | fizan.net”
[6]: https://openaccess.marmara.edu.tr/items/a15ce830-afd9-4947-9b64-86c16cf40668/full?utm_source=chatgpt.com “İslam borçlar hukukunda “ikale””